Aslında 16’ncı yüzyılda Osmanlı devleti siyasi, askeri ve mali konularda çok yükselmişti ve bu yükselişe entelektüel hayat eşlik etmişti. Tasavvufi hayat bu dönemde çok etkilendiği gibi, o dönemde Zenbilli Ali Efendi, İbn Kemal ve Ebusuud Efendi gibi otoriter isimler öne çıktı. Günümüze kadar devam eden tarikatların birçoğu o günlerde Anadolu’ya yerleşti. Sınırları genişleyen Osmanlı Doğu’da Selefi, güneyde ise Arap toplumuyla bir araya geldi.
16’ncı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Şia propagandası yapıldı. Osmanlı toplumu ise Ehl-i Sünnet dünya görüşünü savundu ve bu sapkın propagandayı reddetti. Hem Şia propagandalarından beslenen akımlar hem de tasavvufun içerisindeki birtakım bozulmalar, alimler ya da Ehl-i Sünnet inancının ve ilkelerinin daha hassas bir şekilde savunulmasına sebep oldu.
Devamı için lütfen yukarıdaki videoyu izleyiniz.
Pınar Saraçoğlu